Yükleniyor...
Yükleniyor...
Gregory House New Jersey Princeton Plainsboro Hastanesinin tıbbi tanı uzamanı doktordur. Kendini aşırı beğenmesi, insanları önemsememesi ve boşvermişlik gibi özelliklerine rağmen müthiş bir doktordur. Uzmanlık alanı bulaşıcı hastalıklardır. Hiç kimsenin tanı koyamadığı hastalara tanı koyarak onların hayatlarını kurtarmaktadır ancak ekibindekilerin psikolojilerini de sürekli olarak bozmaktadır. Hastanenin yöneticisi Lisa Cuddy onu sürekli gözlem altında tutmaya çalışmaktadır ve ondan asla vazgeçmemektedir çünkü en zor durumlarda hastaları kurtaran hep odur ama Dr. House yüzünden hastane sık sık dava edilmektedir.
Gregory House New Jersey Princeton Plainsboro Hastanesinin tıbbi tanı uzamanı doktordur. Kendini aşırı beğenmesi, insanları önemsememesi ve boşvermişlik gibi özelliklerine rağmen müthiş bir doktordur. Uzmanlık alanı bulaşıcı hastalıklardır. Hiç kimsenin tanı koyamadığı hastalara tanı koyarak onların hayatlarını kurtarmaktadır ancak ekibindekilerin psikolojilerini de sürekli olarak bozmaktadır. Hastanenin yöneticisi Lisa Cuddy onu sürekli gözlem altında tutmaya çalışmaktadır ve ondan asla vazgeçmemektedir çünkü en zor durumlarda hastaları kurtaran hep odur ama Dr. House yüzünden hastane sık sık dava edilmektedir.
James Wilson
Eric Foreman
Chris Taub
Gregory House
Robert Chase
Jessica Adams
Chi Park
Kore'nin gözlerden uzak ragbi dünyasında, hepsi de şampiyonluğa uzanmak için rekabet eden yedi takım; güç, strateji ve ekip çalışmasının öne çıktığı amansız bir mücadele veriyor.
Katara ve Sokka kardeşler, uzun kış uykusundan uyandırdıkları genç Aang'ın kötü kalpli Ateş Ulusu'nu yenebilecek hava bükücü güçlere sahip bir Avatar olduğunu öğrenir.
Amerika’nın 26. büyük şehri, Maryland eyaletinin ise en büyük şehri Baltimore’un yaşamadan bilemeyeceğiniz hikayesini izlemeye hazırlanın. Çünkü TV’da hikaye anlatıcılığının öncüsü The Wire, hafızalardan kazınması imkansız bir destan yazmaya geliyor. Özel bir programın uygulandığı bir hapishanede yaşananları konu edinen OZ ve mafya kavramının üç-beş silahlı adamdan çok daha başka anlamlara da geldiğini cesurca anlatan The Sopranos, HBO’nun o tarihe kadar çıkardığı en başarılı, en sıradışı yapımlardı. Bu iki dizinin başarısının üzerine yapım şirketi, ‘bağımsız ve kaliteli yayın’ ilkesini benimsediğini anlatabilmek için yeni bir dizi arayşına girişti. İşte tam da bu sırada 2000 yılında aynı adlı kitabını mini diziye uyarladıkları The Corner’ın yaratıcısı David Simon yepyeni bir projeyle kanalın kapısını çaldı. İlk sözleri de “Bunun bir polis-suçlu kovalamacası olmayacağına yemin ediyorum. İlk bakışta öyle görünecek. Ama bir Baltimore hikayesi olacak”tı. The Corner nasıl konusunu gerçek insanlar ve gerçek mekanlara dayandırıyor ama ‘köşe’deki uyuşturucu ticareti fonunda karakterlerin öykülerini anlatıyorsa The Wire da suç, suçlu, adalet, adalet mekanizmaları, kentsel dönüşüm, siyasi otorite ve öteki kavramları üzerinden Baltimore’un yaşam dinemiklerini ve Baltimore’da var olma şekillerini göz önüne seriyor. İyiyle kötünün ayrımına varmakta zorlanacağınız, her sezonunda varoşlardan eğitim sistemine, büyük suç örgütlerinden, dolandırıcı sendikalara Baltimore’un farklı bir köşesine keşfe çıkacağınız The Wire, HBO’nun itibarını artırmanın yanı sıra TV dünyasına da gerçekçilik, görsel hikaye anlatımı ve sosyal eleştiri gibi kavramlar kazandırdı.
Güney Afrika'nın bu türdeki ilk flört programında, baştan çıkarıcı durumlarla ve amansız bir yalan makinesiyle karşılaşan altı çiftin ilişkileri büyük bir sınavdan geçiyor.
Bir inşaat patronu, zor durumdaki bir gazeteyi satın alır ve hem güç hem de kişisel çıkar için yazı işlerini etkisi altına almaya çalışır.
Yagami Light, üniversiteye hazırlanan bir lise son sınıf öğrencisidir. Light, Japonya'nın belki de en yetenekli ve zeki öğrencisi olmasına rağmen, yaşadığı dünya ona tat vermemektedir. Yolsuzluklar ve suçlar yüzünden onun için her şey anlamını yitirmiştir. Light, bu hüznünü kendi içinde yaşarken ders sırasında bir defterin gökten düştüğünü görür. Okul çıkışı elinde olmadan defterin düştüğü yere yönelir. Defterin üstünde "Death Note" yazmaktadır. Defteri yerden alıp incelediğinde ise inanılmaz bir şey ile karşılaşır. "Bu deftere adı yazılan insan ölecektir." Evde haberleri izlerken bir adamın bir anaokulundaki öğrencileri ve öğretmenleri rehin aldığını izler. Defterin gerçekliğini test etmek için rehin alan adamın adını deftere yazar ve 40 saniye sonra adam ölür. Defterin gerçekliği karşısında şaşkına dönen Light, kendi mükemmel dünyasını yaratmak için diğer suçlulara yönelecektir. Ancak peki ya insanlar bu durumdan haberdar olup peşine dünyanın en iyi dedektifi L'yi takarsa?
Daha önce yayınlanmamış görüntülere yer veren bu belgesel dizisi, mütevazı bir aileden çıkıp dünya çapında bir futbol yıldızı olan David Beckham'ın çarpıcı yükselişini konu alıyor.