Yükleniyor...
Yükleniyor...
Kimseye yararı dokunmamış bir kapkaçcının hayat felsefesi piyangodan 100 bin dolar kazanınca baştan aşağı değişiyor. Kazandığı para ona 'yar olmayan' Earl, geçirdiği kazadan sonra karma felsefesine sığınıyor. My Name Is Earl'ün başkahramanı, 'iyilik yapıp, iyilik bulma' peşinde... 'Büyükannenizin evine giderken küçük bir kasabada ihtiyaç molası için durduğunuzda dükkana giren o adam... Hani sabahın onunda bir paket sigara, birkaç kazıkazan ve büyük boy bira alan, o haydut kılıklı adam. Ailenizle birlikte içeri girmek için, çıkmasını bekleyeceğiniz türden biri. İşte o adam benim. Benim adım Earl. Ve görünüşüm yüzünden beni bir kalıba sokmak yerine eğer beni gerçekten tanımayı denersen, zamanını boşuna harcarsın. Çünkü ben tam olarak olduğumu düşündüğün adamım.' Geçen yılın en çok izlenen komedi dizisi My Name Is Earl, baş karakteri Earl'ün ağzından çıkan bu cümlelerle başlıyor. Jason Lee'nin canlandırdığı Earl, hayatı boyunca kimseye yararı dokunmamış bir kapkaçcı. Bir gün şans yüzüne gülüyor ve kazıkazandan tam 100.000 dolar kazanıyor. Ancak sevinçten çıldırıp caddede koşmaya başladığı sırada bir araba çarpıyor ve biletini düşürüyor. Hastanedeyken talk-show programcısı Carson Daly'yi karma felsefesi üzerine konuşurken duyuyor ve bir aydınlanma anı yaşıyor. Karma felsefesine göre iyilik yaparsan karşılığında iyilik bulursun. Kötülük yaparsan da bu hayatın boyunca peşini bırakmaz felsefesinde yola çıkarak, 100 bin dolarlık bileti bu nedenle kaybettiğine karar veriyor. Ve kahramanımız hayatı boyunca yaptığı bütün kötülüklerin 259 maddeden oluşan listesini çıkararak hepsini birer birer düzeltmek için işe koyuluyor. Hedefine ulaşması için Earl'e yardım edenler arasında çok parlak bir zekası olmayan kardeşi Randy (Ethan Suplee), kaldıkları motelin kat görevlisi Catalina (Nadine Velazquez), hep gittikleri barın sahibi ve eski eşinin sevgilisi Crabman (Eddie Steeples), kendine pay çıkarabileceği bir durum olduğu zamanlarda ortaya çıkan eski eş Joy (Jaime Presley) var.
Kimseye yararı dokunmamış bir kapkaçcının hayat felsefesi piyangodan 100 bin dolar kazanınca baştan aşağı değişiyor. Kazandığı para ona 'yar olmayan' Earl, geçirdiği kazadan sonra karma felsefesine sığınıyor. My Name Is Earl'ün başkahramanı, 'iyilik yapıp, iyilik bulma' peşinde... 'Büyükannenizin evine giderken küçük bir kasabada ihtiyaç molası için durduğunuzda dükkana giren o adam... Hani sabahın onunda bir paket sigara, birkaç kazıkazan ve büyük boy bira alan, o haydut kılıklı adam. Ailenizle birlikte içeri girmek için, çıkmasını bekleyeceğiniz türden biri. İşte o adam benim. Benim adım Earl. Ve görünüşüm yüzünden beni bir kalıba sokmak yerine eğer beni gerçekten tanımayı denersen, zamanını boşuna harcarsın. Çünkü ben tam olarak olduğumu düşündüğün adamım.' Geçen yılın en çok izlenen komedi dizisi My Name Is Earl, baş karakteri Earl'ün ağzından çıkan bu cümlelerle başlıyor. Jason Lee'nin canlandırdığı Earl, hayatı boyunca kimseye yararı dokunmamış bir kapkaçcı. Bir gün şans yüzüne gülüyor ve kazıkazandan tam 100.000 dolar kazanıyor. Ancak sevinçten çıldırıp caddede koşmaya başladığı sırada bir araba çarpıyor ve biletini düşürüyor. Hastanedeyken talk-show programcısı Carson Daly'yi karma felsefesi üzerine konuşurken duyuyor ve bir aydınlanma anı yaşıyor. Karma felsefesine göre iyilik yaparsan karşılığında iyilik bulursun. Kötülük yaparsan da bu hayatın boyunca peşini bırakmaz felsefesinde yola çıkarak, 100 bin dolarlık bileti bu nedenle kaybettiğine karar veriyor. Ve kahramanımız hayatı boyunca yaptığı bütün kötülüklerin 259 maddeden oluşan listesini çıkararak hepsini birer birer düzeltmek için işe koyuluyor. Hedefine ulaşması için Earl'e yardım edenler arasında çok parlak bir zekası olmayan kardeşi Randy (Ethan Suplee), kaldıkları motelin kat görevlisi Catalina (Nadine Velazquez), hep gittikleri barın sahibi ve eski eşinin sevgilisi Crabman (Eddie Steeples), kendine pay çıkarabileceği bir durum olduğu zamanlarda ortaya çıkan eski eş Joy (Jaime Presley) var.
Randy Hickey
Earl Hickey
Joy Turner
Catalina Aruca
Darnell Turner
Kore'nin gözlerden uzak ragbi dünyasında, hepsi de şampiyonluğa uzanmak için rekabet eden yedi takım; güç, strateji ve ekip çalışmasının öne çıktığı amansız bir mücadele veriyor.
Güney Afrika'nın bu türdeki ilk flört programında, baştan çıkarıcı durumlarla ve amansız bir yalan makinesiyle karşılaşan altı çiftin ilişkileri büyük bir sınavdan geçiyor.
Bir kız çocuğu ve bir vampir kraliçesi, insanlarla vampirlerin barış içinde yaşayabilecekleri "cenneti" bulmak için tüm engellere rağmen güç birliği yapar.
Yagami Light, üniversiteye hazırlanan bir lise son sınıf öğrencisidir. Light, Japonya'nın belki de en yetenekli ve zeki öğrencisi olmasına rağmen, yaşadığı dünya ona tat vermemektedir. Yolsuzluklar ve suçlar yüzünden onun için her şey anlamını yitirmiştir. Light, bu hüznünü kendi içinde yaşarken ders sırasında bir defterin gökten düştüğünü görür. Okul çıkışı elinde olmadan defterin düştüğü yere yönelir. Defterin üstünde "Death Note" yazmaktadır. Defteri yerden alıp incelediğinde ise inanılmaz bir şey ile karşılaşır. "Bu deftere adı yazılan insan ölecektir." Evde haberleri izlerken bir adamın bir anaokulundaki öğrencileri ve öğretmenleri rehin aldığını izler. Defterin gerçekliğini test etmek için rehin alan adamın adını deftere yazar ve 40 saniye sonra adam ölür. Defterin gerçekliği karşısında şaşkına dönen Light, kendi mükemmel dünyasını yaratmak için diğer suçlulara yönelecektir. Ancak peki ya insanlar bu durumdan haberdar olup peşine dünyanın en iyi dedektifi L'yi takarsa?
Seul'deki küçük bir mahallede yaşayan beş ailenin ve onların beş ergen çocuğunun yaşamları üzerinden 1980'lerin sonuna doğru nostaljik bir yolculuğa çıkın.
Kanserden öleceğini öğrenen bir kimya öğretmeni, ailesinin geleceğini garanti altına almak için metamfetamin üretip satmak üzere eski bir öğrencisiyle kafa kafaya verir.